DEDELERİMİZ

Fotoğraflarıyla kısa öz geçmişleri verilen 13 Dede, kendilerinden önceki büyüklerinden aldıkları öz kültürümüzün, gelenek ve göreneklerimizin, büyüklere saygının, küçüklere sevginin öğretisini bugünlere taşımasında kilometretaşlarıdır. Elbette ki onların bu öğretileri bu kuşaklardan daha sonraki kuşaklara taşınacaktır.

Aşağıda kısa öz geçmişlerini verdiğimiz dedelerimizin bildiklerimizle (Köyümüzde geçmişte çok dedelerimiz yaşamıştır….) sınırlı olup, ruhları şad, mekanları cennet olsun…. Onlara minnet doluyuz…

Ocak Köyü’nde doğup büyümüş. Ömrünün büyük bölümü gurbette geçti. Ticaretle uğraştı. Oğulları Mehmet  ve Aşır ‘ı çocukluk yıllarında İstanbul’a getirip, İlkokuldan sonraki öğrenimlerini yaptırmak için onlara hem babalık hem de analık görevini birlikte yürüterek büyük bir özveri örneği verdi. Köyünde kaldığı yıllarda daha çok Bayburt ve Kars dolaylarında bulunan talip muhiplerini ziyaret ederek cem cemaat yürüttüğü bilinir. Çok güzel eski yazı yazar okurdu. İstanbul’da ailesi ile bulunduğu yıllarda evi her zaman talip muhipleriyle dolup taşardı.

Emingiller ailesinden. Soyu Hıdır Abdal’a uzanır. Genç yaşında iken çalışmak için gittiği Yozgat dolaylarında yerleşip kalmış. Orada evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş. Tarla almış, buğday üretmiş, zamanla servet sahibi olmuş.

Ancak, doğduğu Ocak Köyü’nü hiç unutmamış. Gelip sıla yapar dönermiş. Yozgat’ta yerleştiği köyünde Hakk’a yürüdü. Yozgat dolaylarında talip muhip edinmiş, yol erkan yürütmüş diye söylenir. Çocukları Yozgat dolaylarındaki köylerinde yaşamlarını sürdürüyormuş.

Lakap olarak Gakgo diye bilinirdi. Ocak Köyü’nde doğdu. Dünya malı ile pek ilgilenmez, kendisini daha çok tasavvufa ve inanca verirdi. Sazı sözü ile dinleyicileri etkilerdi. Talip muhibi unutmaz onları ziyarete giderek cem cemaat yürütürdü.

İstanbul’a gelir ancak kısa bir hastalığı müteakip Hakka yürüdü.

Mezarı, Karaca Ahmet Mezarlığında Karaca Ahmet Türbesinin hemen arkasındadır.

Küçük yaştan beri ayakkabısının ökçesini eğerek ya da çok eski ayakkabı giymesinden ötürü köylüler ona “Hırık Ahmet” lakabı takmışlar. Hırık Ahmet Dede, İstanbul’da kahvecilik yapardı. Kahvesi özellikle tüm Ocaklıların uğrak yeri olurdu.Daha  sonra köye gidip yerleşti. Çok güze saz çalar, cem mematla, özellikle talip muhiplerini ziyaret etmekle zamanını değerlendirirdi. Haziran 1950’de Ocak Köyü’nde hakka yürüdü. Kombaşı tarlasında Yetiş Aile mezarlığının hemen arka kısmına defnedildi.

Şimşek Dede torunlarındandır. Gençlik yıllarından itibaren talip muhipleriyle, cem cemaatle iç içe olmuş, yüreğine insan sevgisi yerleşmişti.  Hep iyi sözle ve tatlı dille muamele ederdi.  Taliplerinin bulunduğu İliç’e bağlı Gedenek Köyü’nde vefat etmiştir.  Sonradan üzerine türbe yapmışlar.

Hüseyin Gedikoğlu dedenin ataları Ocak Köyü’nde Kemaliye’nin Ağıl köyüne gidip yerleşmişler. Ağıl Köyü’ne Ocak Köyü’nden hayvan sırtında 9 saatte gidilebilir. Hüseyin Dede, Ağıl’da doğmuş. Orada evlenmiş. Ocak Köyü’ne çok gelip giderdi. Nurani ve güler yüzünü beyaz sakalı çerçevelerdi. Tatlı dilli saygın bir kişiliği vardı. Cem cemaat  toplantıların da aranan dedelerdendi. Talip muhipleri yakın köylerden onu ziyarete gelirlerdi. Gurbetçiliğin Ağıl köyüne de sıçraması üzerine Hüseyin Dede’nin oğulları da bu katarlara katıldılar.

İbrahim Dede, Gabaagil lakabıyla tanınan Ocaklı bir ailenin oğludur. Zaman içinde aynı inançtan olan özellikle Divriği ve İliç köyleri onu bilgisi ve kalender vari yaşamıyla tanımışlar, her mevsimde evlerinde konuk etmek için yarışa girmişler diye söylenir. Ocak Köyü’nde çok az kalırdı. Uzun zaman köyden uzaklarda, talip muhip köylerinde kaldığı bilinirdi.İbrahim Dede’yi tanımayan yoktu.Çok güzel saz çalar, yaptığı dualar herkesi etkilerdi. Sakal ve bıyığı ile kendisini ilk görenlerin dikkatlerini çekerdi. Tok sözlüydü. Mala servete hiç İtibar etmezdi.

Ocak Köyü’nün Babagiller ailesinden, Soyu Hıdır Abdal Sultan’a uzanan dedelerimizdendir. Cem cemaat toplantılarında sazı, sözü ve bilgisi ile aranan tanınmış aydın bir kişiydi. 1932 yılında yaklaşık seksen yaşlarının üzerinde iken vefat etti. Hakka yürüyen Karaman Dede, bu dizelere konuk olup sonsuzlaştı. Mekanı cennet, kabri nur olsun…

Mehmet Gedikoğlu’nun ataları da amcazadesi Hüseyin Gedikoğlu’nun atalarıyla birlikte Ocak Köyü’nde gelip, Ağıl Köyü’ne yerleşmişler. Her ikisinin soyu da Hıdır Abdal’a uzanır. Mehmet Gedikoğlu Dede, çok ünlü ve çok yönlü dedeydi. Arapça yazar okur, çok güzel Kur’an-ı okurdu. Bilgili insanı kamil bir dedeydi. Tasavvuf konularında bilmedikleri yoktu. Kemaliye köylerinde Ağıllı Mehmet Dede deyince hemen hemen bilmeyen yoktu. Tam bir insan-ı kamil, tam onun için kullanılacak bir deyim. Ağıl Köyü’nde vefat etti. Ölümünden sonra onun çocukları da Ankara’ya taşındılar. İş güç sahibi oldular.