Bilindiği gibi hamam, içinde yıkanılan yerlere verilen addır. Aslında klasik, ya da modern düzende olsun yıkanma amacıyla yapılmıştır. Romalılar döneminde pek yaygın olan hamam, Hıristiyanlığın yayılışından sonra Batı dünyasında yavaş yavaş unutulmuştu. Avrupa'nın Ortaçağ hekimliği, su ile yıkanmayı hastalık nedeni olarak görürdü.
Müslümanların ibadet etmek ve dinle ilgili görevlerini yerine getirmek için toplandıkları yapılar cami olarak tanımlanır. Cami sözcüğü, bir araya getiren, toplayan anlamında Arapça (cem) sözcüğünden gelir.
Köy odası, nüfusun yoğun bulunduğu eski yıllarda, uzak yerlerden köye gelipte aynı gün, gideceği yerlere dönemeyen konukların gecelemeleri için yapılmıştır. Üst katında odalar, alt katında ise konuklara ait binek hayvanları için ahır, merek ve ayrıca kışlık bir odası vardı. Üst katı bir zamanlar köy okulu olarak da kullanılmıştı. Konukların istirahatı için, yatağından yorganına kadar gerekli eşyaların bulunduğu odalarında yıllar boyu yüzlerce insan gecelemişti.
Ocak Köyü’ndeki tarihi taş fırın seferberlik yıllarında askere gidip de dönmeyen Ocaklı gençler tarafından yapılmıştır.
Ocak Köyü Ali Gürer Müzesi; köy halkından Mustafa Gürer'in şahsî girişim ve katkılarıyla kurulmuştur. Hıdır Abdal Ocağı'nı süsleyen bu özel müze, bir trafik kazasında yaşamını yitiren Mustafa Gürer'in oğlu Ali Gürer'in anısına yaptırılarak köye armağan edilmiştir. 07.02.1996 tarihinde Özel müze statüsüne kavuşmuştur. Bu müze Kültür Bakanlığı'nın denetiminde Erzincan'da kurulmuş tek özel müzedir.
Pazartesi günleri hariç Müze, her gün Saat 8.00- 17.00 arası ziyarete açıktır.
O yıllarda; çevre köylerden gelen tüm öğrenciler okulun bahçesinde toplanır ve daha sonra bütün öğrencilerin birlikte okuduğu sınıfa geçerdi. Okulun tek öğretmeni rahmetli hocası Faris Dündar'ı dikkatle dinlerlerdi... Öğretmen sınıfta yoklamasını yapar,
- ………………….
- ………………….
- 70 Haydar
- Buradayım Muallim Bey!..(64)
- 71 Mehmet
- Buradayım Muallim Bey!...
- 72 Aşır
- Buradayım Muallim Bey!..
- 73 Celal
- Buradayım Muallim Bey!...
Niteliklerini anlatmaya çalışacağımız bu yapıyı, kurucusunun ismine izafeten "Aşır Şimşek Konukevi" olarak adlandırmak daha yerinde olur görüşündeyiz.
1980 yılından itibaren, köye gelen ziyaretçi sayısında büyük bir artış olduğu ve Türbe birimlerinden olan mevcut konukevi ile kurban kesme, yemek pişirme yerlerinin, bunların dışında gelen konukların arzu edilen ölçüde ağırlanmalarına kafi gelmediği gözleniyordu. Böylece bu ihtiyacın bilincini yıllarca yaşayan Aşır Şimşek, kendi olanaklarıyla daha kullanışlı bir konukevi yapmak için harekete geçti.