OCAK KÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU

O yıllarda; çevre köylerden gelen tüm öğrenciler okulun bahçesinde toplanır ve daha sonra bütün öğrencilerin birlikte okuduğu sınıfa geçerdi. Okulun tek öğretmeni rahmetli hocası Faris Dündar'ı dikkatle dinlerlerdi... Öğretmen sınıfta yoklamasını yapar,

- ………………….

- ………………….

- 70 Haydar

- Buradayım Muallim Bey!..(64)

- 71 Mehmet

- Buradayım Muallim Bey!...

- 72 Aşır

- Buradayım Muallim Bey!..

- 73 Celal

- Buradayım Muallim Bey!...

ve yoklama bu şekilde sürerdi. O tarihlerde Soyadı Yasası henüz yürürlükte olmadığından, öğrenciler yalnızca adını söylerdi.

Bugün çok daha kullanışlı ve bakımlı beş sınıflı ilkokul'un yerinde sadece üç sınıflı bir okul vardı. Öğretim araç ve gereçlerinden yoksun olmasına karşın, üç yıl devam edilmiş bu okul, bizlere ilk kültürü veren bir irfan yuvasıydı. Ocak köyden, Aşutka İlkokulu'na devam eden öğrenci sayısı, mezun olunan 1935 ders yılında yirmi kişinin üstündeydi. O yıllarda bu okulun çatısı altında aynı öğretmenden ders alan ocaklıların isimlerini de belirtelim.

"Haydar Gürer - İbrahim Karaman - Celal Aker - Mehmet Şimşek - Aşır Şimşek - Mehmet Erkul - Ahmet Zülfikar - İbrahim Babadayı - Aziz Ataibiş - Emin Erman - Mehmet Güler - Dursun Güler -­ Hasan Güler - Halil Poyraz - Mustafa Zülfikar - Süleyman Baharoğlu - Mustafa Erman - İsmail Ocaklıoğlu - Gani Erman ve daha unutmuş olabileceğimiz isimler...

Böylece, eğitim yaşına giren köydeki yalnızca erkek çocukların, Aşutka bölge okulunda eğitim görmeleri yıllar boyu sürdü. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Milli Eğitim'in her Köye bir okul yaptırma politikasının sonucu olarak il merkezlerinde "Eğitmen Yetiştirme Kursları" açılmıştı. Bu kurslardan başarı ile sertifika alanların üç sınıflı köy okullarına eğitmen ünvanıyla görevlendirilmeleri esası kabul edilmişti. Bizim köyden kurlara katılan rahmetli Aziz Erman, kursu başarı ile bitirince köye eğitmen olarak atanmıştı. Bu tarihten sonra 4 ve 5. sınıflarda okuyan öğrenciler, önceki gibi Aşutka İlkokulunda öğrenimlerini tamamladılar. Daha aşağı sınıfta olanlar ise, öğrenimlerine köyde devam ettiler. Bu uygulama, köyde beş sınıflı ilkokulun açıldığı yıla kadar sürdü.

1969 yılı, Köyün eğitim hayatında yeni bir dönemin başlangıcı oldu. O yıl Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptırdığı okul ve öğretmen lojmanı törenle öğretime açıldı. Okulun bulunduğu alanı, Haydar Gürer ve Mustafa Gürer kardeşler bağışlamıştı. Köyde beş sınıflı resmi bir okulun açılışı, sakinler arasında büyük sevinç yarattı.

İlk yıllarda öğrenci sayısı, Aşağı ve Yukarı Yuvacık köylerinden katılan öğrencilerle birlikte yeterli düzeyde sayılırdı. Öğretim tek öğretmen tarafından yönlendiriliyordu. Eğitim araç ve gereçleri köylülerin desteğiyle temin edildi. Bunun yanı sıra, önceki yıllarda Köy Kalkındırma Derneği aracılığı ile açılan kitap kampanyasında oluşturulan kitaplık, okul binasına mal edildi.

Okulun hizmete girmesiyle, gelecek kuşaklar, okumak için artık uzak bir köye gitmeyecekler, eğitimlerini kendi köylerinde yapma şansına kavuşacaklardı. 1933'den 1969'a kadar Aşutka yollarında zorluklarla dolu yıllar artık gerilerde kalmıştı.

.

Aradan onbeş öğretim yılı birbirini kovalamış ve 1984 yılına gelinmişti. Bu süre içinde köyde devamlı oturan nüfusun, her geçen gün biraz daha azaldığı bir gerçekti. Bunun sonucu olarak, öğrenci sayısı da, düşüyordu. Kemaliye köylerinin çoğuda bu üzüntülü durumla karşı karşıyaydı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kırsal bölgelerde öğrenci sayısı on kişinin altına düşen köy okullarının kapatılmasını ön gören kararından, 1984 yılında bizim köyde nasibini almıştı. Okul kapanmıştı. Tüm Ocaklılar bu olaydan büyük üzüntü duymuşlardı.

Onbeş yıl boyunca çok sayıda çocuğun ilk kültür hamuru ile yoğrulduğu ve ayyıldızlı bayrağımızın dalgalandığı okul binası, derin bir sessizliğe gömülmüştü.

Ocak Köyü İlkokulu'nda bir çok öğretmen görev yapmıştı. Öğretmen lojmanda kalır, yakacak kışlık odununu köylü temin ederdi. Köylüler öğretmene saygı duyardı. Aralarında hiç bir sorun ve gerginlik olmamıştı. Okul da, en son görev yapan; çok uzun boyu ile dikkati çeken Milas'lı Sayın Akbaş adlı öğretmendi.

Bir yazar, "Öğretmen; bir kandile benzer, kendisini tükenerek başkalarına ışık verir." der. Ocak Köyü'nde görev alan öğretmenlerin hepsi de, öğrencilerine bu bilim ışığını tutarak gitmişlerdi.

Etiketler