Şu yaşamın bir parçasıdır. Onsuz hayat düşünülemez. İslam dini bu yönüyle suya ayrı bir önem verir. Nitekim Kur’an-ı Kerim (enbiye suresi Ayet 29) ile “Bütün canlılar hayatlarını sudan alırlar.” Hükmü, bu gerçeği dile getirmiştir.
Köyde kişi ihtiyaçlarının sağlanması amacıyla kurulan sosyal hizmet kurumlarından biri de, çeşmelerdir. Türkçe karşılığı kaynak veya pınar anlamına gelen çeşme, dilimizde yer etmiş Farsça kökenli bir sözcüktür.
Ocak köyü gözleri dolduran manzarası, temiz ve sakin havası yanında Allah’ın bir nimeti sayılan soğuk sularıyla da çevrede ün yapmıştır. Ne var ki, gece gündüz durmadan gürül gürül akan çeşmelerin, köy sakinlerinin içme ve kullanma ihtiyacını Kabul edilse bile, ayrıca bahçeler için yeterli olduğu söylenemez.
Köyde mevcut kaynaklardan suyu en bol olanı, Türbenin batısına düşen ve bitişiğinde hamam olan üzeri kapalı çeşmedir. 1956 yılında yapılan bu çeşme, aşağıdaki çeşme sularının buraya bağlanması suretiyle hizmete girdi. Suların yüksek bir yerde toplanarak, daha geniş bir alanın sulanabilmesi ve boşa gitmemesi düşünülerek önüne büyük bir havuz yaptırıldı. Böylece aşağıdaki yerinin daha yukarılara alınmasıyla sularının iki olduğundan önündeki havuza boşaltan daha görkemli bir çeşme ortaya çıktı. Çeşmenin anıt taşına da;
"iş bu çeşme ve önünde ki havuz, Köy Kalkındırma Derneği'nin armağanıdır. 1956" sözleri yazıldı.
Köyün içme suyunu temin eden ikinci çeşme ise, Türbe önünde ki "Dışpınar" olarak adlandırılan anıtsal nitelikteki çeşmedir." Dışpınar" deyimi, meydandaki eskiden üzerini kapalı bol akan çeşmeden, sözü edilen bu çeşmeyi ayırmak için kullanılırdı. Taş işçiliği ve kemerli görüntüsüyle gözleri dolduran bu çeşme, köye gelen her konuğun ilk uğradığı yerdir.
Kemer bölümü 1283 (1868) yılında yapılmış, 1952 yılında onarım görmüştür. Yaklaşık yüzyirmibeş yıl önce yazılmış olan anıttaşında şu dizeler okunur:
"Çeşme-i hazret hayattan gelir ab-ı revan
İç Hüseyin'in aşkına bulsun hayat-ı mürde can
Her sabah, akşam nuş etsinler imamlar aşkına
Kerbela'nın aşkına diksinler bu mülke bir nişan
Canımı yoluna kurban eylemek bir işmidir
İçsin evlad-ı Ali'nin rahına mümin olan
Günde bir kerre görüp bu çeşme-sar-ı kudreti
Cennet olsun meskeni her kim içerse her zaman
Yaptıran karye-i Tuğut imamı mahdumu
Asitaneli Şevki Hasan
Zati var idi çeşme, sarın tamirini kıldı ayan
Sene: 1283
Kitabe taşında Arap harfleriyle yazılmış" bu dizeleri, günümüz Türkçesiyle daha anlaşılır biçimde düz yazı olarak sunalım.
Övülmeye değer bu pınar, bir ömür gibi akar gider.
Hüseyin aşkına içki, ölmüş yaşamın can bulsun.
İmamlara olan güçlü sevgi ve bağlılık duygusu ile her sabah her akşam bu sudan içsinler. Kerbela'ya bağlılık duyguları için de bu toprağa bir iz bıraksınlar. Canımı senin yoluna kurban etmek işten bile değildir. Hz. Ali'nin soyundan ve onun yolunda olan müm'in bu sudan içsin. Günde bir kez de olsa Allah'ın ezeli gücü ile bu pınarı gören ve suyundan için kimsenin oturduğu yer cennet olsun. Bu çeşmeyi Tuğut Köyü imamının oğlu İstanbul'lu Hasan Şevki yaptırdı. Burada öteden beri var olan çeşmenin onarımını yaparak gözle görünür hale getirdi.
Yıl: 1283 (1868)
Hasan Şevki Efendi'nin yaptırdığı çeşme, eski söylenişi ile "Dışpınar", meydanlığı süsleyen kültür değerlerimizdendir. Hizmete girdiği günden bu yana geçen yıllar boyu durmadan akan musluğundan sayısı belli olmayan nice insan su içmiştir. Atalarımız bu çeşme başında söyleşip, dertleşmişlerdir. Bu nitelikleri nedeniyle "Dışpınar"ın köyün geçmişinde seçkin bir yeri ve unutulmaz anıları vardır.
Çeşmenin kemerli bölümleriyle, türbeye çıkış merdivenleri ve cephe duvarları 1987 sonbaharında İsmail Dursun Güler anısına hayır işi olarak ailesi ve oğulları tarafından mermer kaplanmıştı.
Ustalar çıkarılma sırasında taşın kırılabilir riskini öne sürdüler. Ne var ki, çok dikkatli bir çalışma ile taş sağlam olarak yerinden çıkarıldı. Kültür değerlerine bağlı bulunan kişiler için bu taşın değeri büyük.
Çeşme cephesini süsleyen sanat değeri yüksek yekpare mermer sütun, Cemal Erman'ın bağışıdır. Bu görkemli taş, mermer kaplama işleri sırasında buraya kondu.
Dışpınar'ın mermer kaplanmadan önceki kitabe taşlı görünümü. (Nisan 1987)
Köyü besleyen su kaynaklarından biri de, aşağı mahalledeki çeşmedir. İçimi iyi olmayan bu çeşmenin bu suyu, genellikle adı geçen mahalle bahçelerinin sulanmasında kullanılır. Bitişiğindeki hamam bölümü ile bir çatı altında bulunur. Onarımı, rahmetli Dursun Güler tarafından yaptırılmıştı. Kitabe taşında şu bilgiler yer alıyor:
Ben de senin gibiydim unutma Hüdayı
Dursun kulunu suyundan iç, oku Fatihayı
10.5.1966
Ocak köyünden bir grup hanım, çeşme başında görülüyor. (1982)
Çeşme ve hamam bölümünde zamanla ortaya çıkan onarım işleri de, Dursun Güler'in çocukları ve eşi tarafından yapılarak, hayrın devamı sağlanmıştır.
Özelliklerine göre tanıtmaya çalıştığımız çeşmelerin dışında, köyün yakınındaki dört çeşmeden daha söz edelim ki "Hanım pınarı"nın tarihi ise, çok eskilere gider. Çeşmeyi yaptıran Hanım Ana'nın ismiyle anılır. Bozulan su yolları, 1966 yılında ona uzanan sonraki torunlarından Hanım Karaman tarafından yaptırılmıştır.
Köye uzaklığı on dakika süren "Yazpınarı", genellikle hayvanların sulama yeridir. Mevsim boyunca yalaklarından su içen hayvanlar, öğlen saatleri içinde söğüt ağaçlarının koyu gölgeli serinliklerinde burada istirahate çekilirler. Yazpınarı, yüzyılların anılarıyla doludur. Gurbetçiliğin geçerli olmadığı çok eski dönemlerde, geçiminin büyük bir bölümünü hayvancılık üretimine bağlayan atalarımız, sürülerini oba oba bu çeşme başına getirerek sularlarmış ...
Yazpınar'ın en son onarımı, 1955 yılında rahmetli Abbas Erturan tarafından yapılmıştır. 1987 yılında köyde yapılan su aramaları sırasında Yazpınarı çevresinde de araştırmalar yapılmış, ancak sonuç müsbet çıkmamıştı.
Şimşek Dede Çeşmesi
Köyün, Kuzey-Batı yönünde, Köyleri birbirine bağlayan eski bir yol üzerinde bulunur. Ergenot yaylasının uzantısı olan Körkuyu adıyla bilinen bir etek üzerinde yapılmıştır.
Dağ başında durmadan akan bu kaynaktan, yoldan gelip geçen, suya ihtiyaç duyan bütün canlılar yararlanır. Şimşek Dede Çeşmesi'nin adı, yörenin arazi yapısını gösteren paftalarda da geçer. Suyu çok soğuk, şifalı ve içimi kolaydır. Yaz aylarında İstanbul'dan köye gelenler için, günlük dinlenme ve eğlence yeri olarak da ilgi çeker.
Su yolları ile ilgili birinci onarımını, 1957 yılında Mehmet Şimşek yaptırdı. İkinci onarımı da, su kanallarının yeniden açılması, çevrenin düzeni, piknik yerlerinin yapılması suretiyle, 1986 yılında Mehmet ve Aşır Şimşek kardeşler tarafından gerçekleştirdi
Köy çevresinde mevcut su kaynakları, bu kırsal toprakları hiç bir zaman doyuramamıştı. Kurda kuşa bile bir damla su bulabilmek için çok eski yıllardan bu yana su aramaları yapılmış... Ne yazık ki, günümüze gelinceye kadar doyurucu ve yeterli bir kaynak bulunamamış ve mevcut çeşmelerle yetinilmişti.
Köyde su aramaları konusunda ilk bilimsel çalışmalar ise, 1986 yılında gündeme geldi. Aşır Şimşek'in önderliğinde Elazığ Fırat Üniversitesi'nden gelen konunun uzmanı jeologlar, arazide ve mevcu kaynaklarda yaptıkları incelemeler sonunda, köyün yakınlarında Batıya düşen bir yerde onbeş metre kadar inildiği takdirde su bulunacağı hakkında görüş bildirdiler. Bu görüşe uyularak , 1986 Sonbaharında başlayan kuyu kazım işleri, 1987 yılında da sürdü. Ancak, istenilen derinlikten fazla inildiği halde, kuyudan bir sonuç alınmadı ve aramalardan vaz geçildi.
Su aramaları konusu 1987 yılında, bu kez de devlet kademeleri gündemindeydi. Birer hafta ara ile köyü ziyarete gelen dönemin İçişleri ve Milli Savunma Bakanları Yıldırım Akbulut ve Zeki Yavuztürk'ün ilgileriyle görevlendirilen Devlet Su İşleri Mühendisleri, arazide günlerce süren çalışmalar yaptılar. Ne yazık ki, köyün sahip olduğu arazi hudutları içinde yeterli kaynak olmadığı sonucuna vardılar. Kekikpınar köyünden, Dutluca'ya bağlanacak sudan, Ocak Köyü'nün de faydalandırılmasının en uygun yol olduğunu raporlar düzenleyerek üst makamlara bildirdiler. Ama sonuç ne oldu? Her halde bir başka bahara kaldı.
Yüzyıllardan bu yana, Ocak Köyü'nde çeşmelerden akan suların kalitesi itibariyle soğuk ve iyi bir su olduğu kanısı yaygındır. Suların analizi yapılmasının yararı olacağını düşünerek, çeşmeden doldurdurulan bir bidon suyu, İstanbul'da Sağlık Bakanlığı Yedikule Hıfzıssihha Enstitüsünde yapılan fiziksel ve kimyasal analizler, bu suyun içme ve kullanma için gerekli nitelikleri haiz bulunduğu, verilen rapor ile kanıtlanmış oldu. Öte yandan Suyun, sertliğini oluşturan erimiş kalsiyum, mağnezyum gibi toprak alkalillerinin fazlalığı nedeniyle, içimi kolay ve soğuk olmasına karşın sert sular grubuna girdiğini, bu tür suların ise, yemekleri geç pişirdiğini, çamaşırda ve bulaşıkta fazla sabun harcanmasına yol açtığını öğrendik.
Yukarıda fotokopisi görülen ve orijinali köyde koruma altında olan 15.08.1983 tarihli Su Analiz Raporu, köyü ziyarete gelen o dönemin Kemaliye Kaymakamı'nın ilgisini çekmiş olacak ki, belgeyi inceledikten sonra: "Biz, bugüne kadar ilçe olarak koskoca Kadıgölü suyunun analizini düşünmediğimiz halde; Ocak Köyü’nün böyle önemli bir işe gerek duyduğu, doğrusu takdire değer" demiş.
- Log in to post comments